‘Sen benden daha iyilerine layıksın’
Bu klişe ayrılık sözünü hepimiz biliyoruz. Sevgiliden ayrılmak istemenin nezaket çerçevesindeki halidir. Hani ‘senden bıktım çık hayatımdan’ demek yerine kendini küçültme yöntemi kullanılarak karşı tarafın kendini değerli hissetmesi sağlanır. Tabi bu klişe olmadan önce etkili olabiliyordu. Neyse konumuz bu değil. Konumuz, bizi sevgilisi gibi gören hemcins arkadaşlarımızdır. Hani bazen bu cümleyi onlara kullanma ihtiyacı duyabiliyoruz. Aklınıza geldi mi? Yoksa bu durumu yaşıyor musunuz?
Sizi kıskanan bir arkadaşınız var ise yandınız! Sevgiliden beter tavır üstüne tavır! Mesela sizi ararlar da açmazsanız, hele de geri dönmezseniz var ya siz bittiniz! Herşeyinizi en çok o bilmek ister, en çok onunla vakit geçirmelisiniz, onu sürekli merak etmeli, telefonlarına gecikmeden yanıt vermelisiniz. Unutmayın sizin işiniz gücünüz olamaz! Aksi taktirde aşırı tepkiler alacak, surat ifadesi ile hayattan soğumanıza sebep olacaktır. Sevgili yapmak mı? Asla aklınızdan geçirmeyin! Sizi de onu da boğabilir.
Mutlu olduğumuzda, üzüntülü olduğumuz zamanlarda ya da bazı şeyleri tek başımıza çözemediğimiz durumlarda bize destek verecek birilerine ihtiyac duyarız. Güvendiğimiz, ortak özelliklerimizin kesiştiği ve bizi anlayan kişilerle arkadaşlık ilişkileri kurarız. Karşılıklı olarak birbirine ihtiyaç duyulduğu zaman görüşülür, konuşulur, eğlenilir veya dertleşilir. Günün sonunda herkes kendi düzenini yaşamaya devam eder. Normali budur.
Bahsettiğimiz kıskanç arkadaş tipi sizden daha fazlasını ister. Egoisttirler ve asla sizi paylaşamazlar. Ama savunlamalarında genelde ‘seni düşündüğümden, benim için çok önemlisin, başına birşey gelsin istemem, ondan uzak dur!’ gibi sözcükler vardır. Ne kadar iyimser değil mi? Ama aslında ‘seni en çok ben düşünüyorum, başka biri ile yakın ilişkiler kurarsan zarar görürsün’ fikrini aklınıza empoze edip aranızdaki bağı düğüm etmeye çalışırlar.
Bu tip insanlar kendileriyle mutlu olamayan tiplerdir. Tek başlarına yaşayamaz, kararlar alamazlar. Bunu yapacak başka birilerine ihtiyaç duyarlar ve eğer siz onu anlayan kişi olmuşsanız hayatınızın merkezinde olmayı isteyeceklerdir. Bu size ilk başta çok sıcak gelecek ama zamanla kısıtlandığınızı hissettirecektir.
Sınırlarınızı kendiniz belirleyin! Bu aile, arkadaş veya sevgili ilişkisi olsun farketmez. Her zaman sınır ve saygı çerçevenizi korumalısınız. Bunu yaparak kimseyi önemsiz kılmazsınız ama kendi değerlerinizi korumuş olursunuz. Eğer bahsettiğimiz tip arkadaşınız varsa da kendisine rahatsız oldugunuz durumlardan açık açık bahsedin. Size huzursuzluk vermeye devam ediyorsa da o insanla aranıza kesin sınırlar koyun. Bazı insanları hayatımızdan çıkarmak bizde ciddi değişiklikler neden olabiliyor. Eğer bir insan hayatımızın merkezindeyse ve bu bizim psikolojimizi negatif yönde etkiliyorsa o kişi ile aramızdaki ilişkiyi tekrar değerlendirmeliyiz.
Şimdi hayatınızdaki insanları değerlendirme zamanı! Hadi düşünün!
Ben kaçtım..