Her zaman benim taklitlerim yapıldı

Türkiye’de son olarak seslendirdiği “Kış Kış “adlı şarkısı ile son üç haftada zirvede yer alan Hande Yener geçtiğimiz hafta sonu Girne’de verdiği iki konser ile hayranlarına unutulmaz anlar yaşatmasını bildi.

Konser sonunda sadece KIBRIS’a konuşan Hande Yener, yeni projeleri ve önümüzdeki aylarda çıkaracağı on ikinci albümü hakkında bilgiler verirken, mesleğinin on beşinci yılında hayranlarına bir de sürprizi olduğunu dile getirdi.

”Kemal Sunal’ın ölüm yıldönümü için yazdık”

Kış Kış şarkısı nasıl doğdu?
Aslında “Sebaistan” şarkısı çok iyi gidiyordu. Bu yaz yeni bir şarkı çıkarmak istemiyordum. Hem şarkılar, hem konserler hem de mekân benim için iyi gidiyordu. İlk anda böyle bir fikrim yoktu. Kemal Sunal’ın ölüm yıl dönümüydü ve filmlerini izliyorduk. “Sosyete Şaban” adlı filminin “Cin çık cin çık yallah cinler yallah” replikli sahnesinde çok eğleniyorduk. Bunun şarkı olabileceğini düşündük.

Berksan şarkının başına bir şeyler yazdı. Sonra arayıp izinlerimizi aldık. Beş kişiden izin aldık. Parçanın o bölümü ile ilgili film yapımcısından, Kemal beyin eşinden, yapımcısından ve filmin o bölümündeki repliği yazan iki kişiden izin alındı. Filmde sadece o sahnenin repliklerini iki kişi yazmış.
Çok hızlı bir şekilde operasyonu yaptık. İzinlerimizi aldık, şarkıyı kaydettik ve “Sebastian Beach Club’ta klibi çekip yayına verdik.

Bunu neden yaptık? Çok eğlenceli ve neşeli bir parçaydı. Yaza ayrı bir renk katmak istedim. Yoksa yeni albümüm yolda, şarkılarım hazır.

Albüm ne zaman çıkacak?
Tabii bütün şarkılar yeni. Onlara elimi sürmedim. Aslında kayıtlar başladı, yarıladık. On iki parça var. Benim bestem yok bu albümde. “Naber” şarkısını yazan Mert Ekren’den, Altan Çetin’den, Berksan’dan ve Berkay’dan besteler var. Albüm’de dört bestecinin yaptığı toplam on iki parça bulunuyor.

Mert Ekren’in bu albümde biraz daha fazla şarkısı olacak çünkü “Naber”den sonra inanılmaz bir çıkış yakaladı ve çok iyi parçalar yaptı. Yaklaşık on parça yaptı. Ondan altı parça alıyorum.

Heyecanlayım çünkü yeni bir albüm, yeni bir doğuş. Ancak tarih belli değil. Onu da önümüzdeki günlerde açıklayacağız.

Sebastian Beach Club fikri nasıl doğdu?
Bir yandan konserler, bir yandan da işletmesini yaptığım Sebastian Beach Club… Sevgili dostum Berksan ile birlikte bu mekâna ortağız. Ama ben sadece fikirlerimi sunuyorum, onlar da uyguluyorlar. İnsanların hoşuna gidiyor ve bu şekilde ilerliyor. Mekân sahibi olmak ve o mekâna renk vermek, Berksan ve benim gibi eğlenceyi sevenler için heyecan verici bir şey. Biz eğlence dünyasında yeniyiz aslında. Herkese enerji veriyoruz. Bunu da mekânımıza yansıttık.

İsmi bile yetiriyor. İnsanlar “Sebasitan” adlı mekânın kapısından girerken gülümsüyor. Eğlence esnasında ben de kabine çıkıyorum. Güzel bir kumsal var zaten. Güneşin doğuşu ayrı, batışı ayrı bir güzellik katıyor. İnanılmaz güzel bir duygu. Ben ilk gördüğüm anda âşık olmuştum. Sonra burayı herkesin görmesini istedim, aynen şarkılarım gibi. Bodrum’un en gözde mekânı. Haftanın yedi günü açığız. Eğlenceli ve neşeli geçiyor. Benim için yorucu değil, tatlı bir yorgunluk var.

Harbiye konserine nasıl hazırlandınız?
Ben o sıralar Bodrum’da dansçılarımla kamp yapıyordum. Eve kapandık. İşe gitmediğim zamanlarda hep dans çalıştık. İstanbul’a döndüğüm zaman orkestra provalarına devam ettik.
Daha sonra bütün ekiple birlikte çalıştık. Bu çalışmalar üç ay sürdü. Güzel bir çalışma oldu.

Hakan Akkaya ile çalışmak nasıl bir duygu?
Hakan Akkaya hayatımdaki en güzel güç. Hakan Akkaya hayatımdaki en güzel güç. Çok iyi anlıyor. Her sene iki, üç defile yaptığı için teknik sorun yaşamıyor. Yaşasa da yaşatmıyor, hissettirmiyor kimseye. Bütün hayallerimi gerçekleştirmeye başladım. Görsel olarak bu konserler için de hayallerimiz vardı. Konuşuyorduk, hepsini fotoğraflamıştık. Konserde beyaz kanatlarla ve metrelerce kumaşlarla asılmam gibi. İkinci bölümde kullandığım kırmızı kıyafet de görsellik adını çok önemliydi. Bütün şarkılarda bir şeyler istedim. Sadece açılışta ya da ikinci bölümde değil, bütün şarkılarda bir şeyler yapalım, seyirciyi şaşırtalım. Bunu çok istedim. Yurt dışındaki konserlerde izleye izleye birçok şey öğendim. “Bu çok zor bir şey değil, yapabilirsin” dedim kendime. Başkaları kostüm değiştirmeyi şov yapmak zannediyor.

Kostüm değiştirmek şov mu? Bence elbise değiştirmek elbise değiştirmektir. Bana göre şov, bütün dansçıların sizin kostümünüzle birlikte tamamen o ambiansın içinde olmasıdır.

O havayı yaratabilmek için bazılarının dans etmesi, bazılarının ise sadece poz vermesi bana göre yeterli oluyor. Her şarkı için bir akış düşündük. Gerçekten zamanla yarıştık

Teknik konularla uğraştık. Türkiye’de bunu yapmak çok zor. Sahnenin altında çıkmak istiyorsun, diyorlar ki sahnenin altında beton var. Üstten uçacağım diyorsun, taşımaz seni diyorlar.

Türkiye’de bu gibi çılgın fikirleri uygulamayı arzulayan fazla kişi olmadığı için şartlara hep böyle. Gelsin, şarkı söylesin, üzerini değişin, her şey tamam. Hep basite kaçtılar. Her zaman için şov yapan insanları gıptayla izledim.
Ben de bunu teknik olarak başarabilirdim. Hakan Akkaya’nın bu noktada yüzde yüz emeği ve katkısı var. Hayallerimi gerçekleştirmeme yardımcı olduğu için ve bana tam anlamıyla destek olduğu için ona buradan çok teşekkür ediyorum. İkimiz bir araya gelince, Türkiye’de olması gereken ve sahnede görmek istediğimiz o enerjiyi verebildiğimizi düşünüyorum ve bu turne de devam edecek.

Hande Yener meslek hayatında on beş yılı geride bıraktı. İstediğin yerde misin?
Hep hayallerim vardı ancak daha gideceğim çok yol var. Erken yaşta çıktığım bu yolda geçtiğimiz haziran ayında on beş yıl geride kaldı.

2000 yılında “Yalanın Batsın” ile çıkmak ve ondan daha büyük bir hedef olan Diva mertebesine geçebilmekti hayalim. Çünkü ilk günlerde hep hayal ederdim. Ama bu bana yetmez dedim kendime. Ben daha büyük işler yapabilmeliyim. Göze ve kulağa hitap etmeliyim. Kalplerde ömür boyu kalabilmeliyim. Çünkü herkes gelip geçici olabiliyor. Türkiye’de en iyi on kişi arasında yer alabilmek ve hep yüreklerde olmak için çaba gösterdim. Allah’a şükür de bu yerlere geldim.
Bir de sempatik olduğum için herkes beni seviyor. Şimdilerde halkın beni oturup seyrettiği yerlerde oturdum yıllarca. Sonra hep düşündüm; “ben de o sahneye çıkabilecek miyim?”, işimi yapabilecek miyim? Yoksa dibe mi vuracağım. Aslında ben bunu yıllarca hep hayal ettim. “Ben mi bunu yapacağım?” diyordum. Belki de başkasının hayaliydi diyordum, başkası yapacak diyordum ama demek ki bana kısmetmiş.
Türkiye’de doğru ekiple çalışmakla oluyor. Ben hayal ettikçe çevremdeki insanlar da, başta dansçılarım, yapımcım, ki bana göre Türkiye’de tek olan Hakan Akkaya, bana çok yarımcı oldu. Yani en iyiler olmazsa siz en iyi olamazsınız. Mümkün değil.

Peki bu özel günde bir şeyler var mı?
Tabi bu on beş yıl dopdolu geçti. Bunun için bu özel günde hayranlarıma bir DVD hazırladım. DVD’lerimi armağan ediyorum konserlerime gelemeyenlere. Ama sıkı takipçilerime, başta Türkiye olmak üzere birçok ülkede hiç karşılaşmadığım kişilere bu DVD’yi sunmayı hayal ediyorum.
Onlar benim konserime gelmiş olacak, çok yakında bu dağıtılacak.

Sizi anlatan şarkı hangi?
Aslında o çok zor, ben de çok değişiyorum duygularımız değişiyor. “Acele etme” benim için mihenk taşı bir parçamdır. Bunun yanında “Acı Veriyor” ve son zamanlarda da benimle bir tarz yakalayan “Sebatistan ” diyebilirim.

Peki saç kesimi yeni albüm için mi?
Yok yeni albüm için değil. Ben sahnede de değişen birisiyim. Albümden albüme değişen bir tip değilim. Sürekli değişiyorum sürekli kabuk atıyorum üzerimden. Eski sarışın halime dönmeyeceğim. Yıllarca Lady Gaga’yı taklit ediyorum diye haberler çıktı ama o ne yaparsa ben tersini yapıyorum. Bu olaydan sıkıldım. Saçımı kazıyacağım bakalım o zaman ne yapacaklar? İlginç köstüm giyiyorum, Lady Gaga diyorlar. Ben zaten hep ilginç giyiniyorum.

Beğendiğiniz genç sanatçılar kimler?
Son on beş yıldır benden sonra kimler gelecek, yetenekli birileri gelecek mi? diye bekledim ama uzun yıllar göremedim.

Hep birilerinin taklitleri. Tarkan’ın, Hande Yener’in taklitleri çıktı. Kendine özgü, bana göre star olabilecek kişi geliyor mu diye baktım, sadece Edis’i gördüm. Şu anda Edis’ten başta birini görmüyorum. Edis kendi bestelerini yapıyor, dans ediyor. Kendi başına başarıyor. İlerde düet yapmak istersem Edis’le olabilir.

Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.