Kadın portresi çalışmalarıyla dikkat çeken genç ressam Sinem Demirci, “Resimlerde hep farklı bir duygu arıyorum” diyerek renklerin dünyasını anlattı.
Çocuk yaşlarda resme olan ilgi ve yeteneği ailesi tarafından keşfedilen Sinem Demirci, Okan Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü mezunu. Okulu ‘üstün yetenekli öğrenciler’ kategorisinde bitiren başarılı sanatçı resim çalışmalarına devam ederken, aynı zamanda art direktör olarak faaliyet gösteriyor. Resimlerinde genellikle kadın figürleri çalışan Demirci, renklerin dünyasını anlattı.
“Eksiklik, mükemmeliyetin bir parçası”
Sanatını ortaya koyarken mükemmeli aradığını ifade eden genç ressam, bu arayışta ortaya çıkan eksiklikleri mükemmel olanın bir parçası olarak yorumluyor. Kadıköy gazetesinde yer alan habere göre; çalışmalarının tamamını eksik ve yarım kalmış olarak gördüğünü söyleyen Demirci, şöyle konuştu:
“Yaptığım her çalışmada mükemmeliyeti ararken, her deneyimimde yine o yarım kalmışlığın içinde buluyorum kendimi. Bu bir noktada hayata bakış açım. Esasında doğanın her parçasında, tüm canlıların hikayesinde bu eksik kalmışlığı da şahit olduğumu fark ettim. Bir taraftan bu durum beni hüzünlendiriyor ancak diğer yandan doğanın bu muazzam döngüsü karşısında büyüleniyorum. Esasında her canlı mükemmeli arıyor, ancak çok zor. Hepimiz birer iz bırakarak sahneyi yeni gelenlere devrediyoruz. Mükemmeliyete belki be böyle ulaşacağız. İşte bu felsefe ile çalışmalarımda her zaman mükemmeliyeti yansıtmaya çalıştım. Bana kalırsa eksiklik, mükemmeliyetin bir parçası.”
Eserlerinde genellikle kadın portreleri çalışan Sinem Demirci, “Dişilerin doğadaki en güçlü ve derin duyguları taşıdığına inanıyorum. Eserlerimde kadın figürü çalışırken hep farklı bir duygu ve hikaye aradığımı söyleyebilirim. Biraz önce bahsettiğim yarım kalmışlığı kadın figürleriyle birleştirince içimde yaşadığım empati duygusunu tuvale yansıtmış oluyorum. Yani esasında her bir portrede ben de varım” dedi.