Bugün 23 Nisan, ben de herkes gibi çocukluğuma gittim bugün.. Oyunlarıma, arkadaşlarıma, okul yıllarıma..
Akıllı bir kız çocuğuydum.. Her söylenileni dinler, yapmaya çalışırdım. Annem ‘kızım şimdi alamayız’ dediğinde isteklerimi ona uyarlar bir dahakine temkinli sorardım.. Kurallara uyardım, uymayanları uyarırdım Sınıfta öğretmen olmadığında tahtaya çıkıp yaramazlık yapanların ismini yazmışlığım da vardır, tek beceriksizliğim matematik yüzünden dönem sonu karnemi almak istemediğim de…
Büyüklerimin öğütlerini çok dinlerdim, öğretmen derste ‘anlamadığınız varsa sorun’ dediğinde susmaz, sorardım.. Anlamaya çalışır farklı açılardan bakardım, hala öyleyim.. Ama yıl 2015 kaç yaşına geldim, öğrendim ki yaşam boyunca kimse anlamadığı yerleri sormuyormuş, herkes kendince anladığını düşünüp yaşıyormuş..
Ne acı her şeyi göründüğü gibi kabul etmek. Oysa günümüzde bir çok olayın anlaşılmaya o kadar çok ihtiyacı var ki öğretmenlerimiz ‘anlamadığınız varsa sorun’ dedi yıllarca… Peki niye sormuyoruz? Niye anlamaktan çekiniyoruz? O yüzden mi bütün sınıf sustu anlamadıklarını? O yüzden mi kimse anlamadım diyemedi egoistçe?
Bugün de 23 Nisan ya öyle düşündüm, o zamanlar küçüktük ama aslında hiç çocuk olamamıştık, hep anlamaya, anlatmaya çalıştık.. Neden dedim kendime çocuk kalplerimizle yüklendiğimiz büyük sorumluluklar.. Anlama sen de, anlamaya çalışma, koy ver gitsin ne olur? Çocuksun sen anlama.. Beceremiyoruz işte, bizim çocuklar beceremiyor bu işi…
Yani diyeceğim o ki şu hayatı anlayanlar anlamayanlara, anlamış gibi yapanlara bir anlatıversin…
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mız Kutlu Olsun…