Anne sütü ile beslenme bebeklerin büyüme ve gelişmelerine uygun tüm beslenme şekillerinden üstün en ideal beslenme olarak kabul edilir.
Dünya Sağlık Örgütü bebeklerin doğumdan itibaren ilk altı ay su dahil hiçbir ek gıda almadan anne sütüyle beslenmesini önermektedir. Sağlıklı bir kadında iki çocuğunu büyütmeye yetecek kadar süt üretimi olmasına rağmen anneler bebeklerin doymadığı ve sütün yetmediği düşüncesiyle ek besin arayışına girmektedirler. İlk emzirme zamanının geç olması, sezeryan doğum, iyi gelir düzeyi, emzik ve biberon kullanımı da ilk altı ay ek besine başlama eğilimini artıran faktörlerdendir. Her canlının sütünün kendisine ve bebeğine özel olması anne sütünü mucizevi kılan bir özelliktir. Örneğin er¬ken doğmuş bebek için en ideal besin yine kendi annesinin sütüdür. Bebeğin o anda ihtiyaç duyduğu tüm maddeler yalnızca kendi annesi¬nin sütünde bulunmaktadır. Doğumdan sonra ilk 5 gün salgılanan süte kolostrum denilmektedir. Enfeksiyon ve alerjiden koruyan antienfektif etmenlerden zengindir. Ayrıca bilirubinin bağırsaktan atılmasını sağlayarak yeni doğan bebeklerde sarılığı önler. Eğer kulağınıza gelmişse bu nedenle anne sütü bebeğin ilk aşısı olarak anılmaktadır.
Anne sütü besin değerleri
Anne sütü; yağda ve suda çözüne¬bilen 200’den fazla bileşik madde içeren kompleks bir bileşiktir. Anne sütü proteini sindirebilinirliği ve emiliminin yüksek olması vücut proteinlerine dönüşmesi oranıda yüksek olmasına sebebiyet vermektedir. Ayrıca β- laktoglobulin anne sütünde bulunmamasıda sütün üstünlüğünü kanıtlayan bir başka özelliktir. β-laktoglobulin çocuklarda alerji ve döküntülere neden olabilir. Anne sütünde karbonhidratların çoğunluğunu laktoz oluşturmaktadır. Laktoz; kalsiyum, magnezyum gibi mi¬nerallerin emilimini artırır, beyin ve spinal kord’da galak¬tolipitlerin yapısına girerek beyin gelişiminde rol oynar. Ayrıca çoklu doymamış yağ asit¬lerinden zengin olması beyin gelişimi, retinal işlevler ve hücre proliferasyonu¬nun (hücre çoğalmasının) normal olmasını sağlar.
Anne sütünün faydaları
Anne sütünün probiyotik özelliklere sahip olması, süt çocuğunu E.koli gibi enfeksiyonlardan korur. Anne sütündeki yağ miktarının emzirmenin sonuna doğru artması doy¬gunluk hissini yaratmakta, bebeğin daha fazla besin tüketmesine engel olarak obezite gelişimi önlemektedir. Unutulmamalıdır ki obezitenin % 30’u çocukluk çağında başlar. Anne sütü ile beslenenlerde obezite oranı daha azdır. Bu konuyla ilgili yapılan çalışmalarda bunu desteklemektedir.İnek sütündeki demirin % 5-10’u emilirken anne sütünde bu oran % 50-60 olup demirin biyoyararlılığını yükseltir. İnek sütü ile beslenen bebeklerde diş çürüğü sayısı anne sütü ile beslenenlere göre daha fazladır. Anne sütü alan bebekler daha az ağlarlar ve ilerleyen yaşlarda oluşabilecek bazı kronik hastalıkların (tip1 diyabet, çölyak, koroner kalp hastalığı vb,..) riskini de azaltır. Unutulmamalıdır ki kronik hastalıklar ilerleyen yaşlarda ortaya çıkar; fakat temeli genç yaşlarda atılır. Bebeğin ruhsal,bedensel ve zeka gelişimine yardımcı olur.Anne için yararlarına baktığımızda ise, Emzirme, göğüs kanseri, over kanseri endometrium (rahim için tabakası) kanseri ve meme kanserine yakalanma riskini azaltır.Em¬zirme, kadının günlük enerji gereksinimi yaklaşık 500-600 kalori arttırır. Sağlıklı ve doğru beslenen anne, emzirme sırasında enerji harcadığından ve süt üretimi için yağ dokusu kullanıldığından daha kolay ağırlık kaybedecektir. Piskolojik yönden ise emzirme anne ile bebek arasındaki bağı geliştirir. Şunu söyleyebilirim ki, anne sütü ile beslemek bebeğinize yapacağınız bir iyiliktir. Sütünüz gelmiyor veya bebek almıyor diye düşünüp emzirme fikrinden uzaklaşmamak gereklidir.