Astım ve Beslenme

Bahar’ın gelmesi ile birlikte Astım rahatsızlığı,solunum sıkıntısı çeken bireylerin dikkat etmesi gerektiği söylenmektedir. Peki astımı olan bireyler sağlıklarını nasıl korumalıdır? Tüm bu soruların cevabını yazımın devamında bulabilirsiniz.

Yunanca’da “soluksuzluk” veya “ağzı açık solumak” anlamına gelen astım çok eski çağlardan bu yana bilinen bir hastalıktır. Astım geri dönüşümlü hava yolu tıkanıklarına neden olan bronşların kasılması, aşırı mukus salgılanması, mukus ödemi ve hava yollarının kronik inflamasyonu ile karakterize olan bir hastalıktır.
Duyarlı kişilerde hava yollarındaki bu inflamasyon nöbetler şeklinde gelen öksürük, nefes darlığı, hırıltılı solunum, göğüste sıkışma hissine neden olur Yakınmalar özellikle gece ve sabaha karşı ortaya çıkmaktadır. Hastada görülen bu semptomlar, hava yolu tıkanıklığına bağlıdır. Hava yolu tıkanıklığı değişik derecelerde olup genellikle geriye dönüşlüdür. Kendiliğinden veya tedavi ile düzelebilir.

Astım ve Beslenme
Son 40 yıl içinde besinler ve bireyin beslenme alışkanlıkları astımın görülme sıklığını etkileyen üç önemli faktör arasında yerini almıştır.

1-)  Anne sütü ve astım: Anne sütü 0-6 aylık bebeklerin tek besini olmalıdır. Bu dönemde anne sütü alınması bebeğin savunma sistemini güçlendirmektedir. Anne sütünde bulunan pek çok savunma sistemi hücreleri, büyüme faktörleri, vitaminler, proteinler ve yağlar yaşamın ilk gününden itibaren bebeği korumaktadır. Uzun süreli anne sütü alan çocuklarda alerjik problemlerin gelişmesi engellenebilmektedir.

Anne sütü astımda da koruyucu etkiye sahiptir. Sekiz haftadan daha az anne sütü alan bebeklerde astım riskinin arttığı bilinmektedir. Özellikle ilk 4 ay anne sütüyle beslenmenin 6 yaşına kadar astıma karşı belirgin koruyucu etkisi bulunmaktadır. Bu nedenle diğer bir çok yaralı ve koruyucu etkisi de göz önünde bulundurulduğunda anne sütü ilk 6 ay tek başına verilmelidir. Malesef yapılan araştırmalar önceki yıllara göre ilk 6 ay anne sütü emzirilen bebeklerin yüzdesi düşmektedir.

2-) Diyet yağları ve astım: Diyet yağları vücutta bulunmayan ve dışarıdan alınılması esansiyel olan yağlardır.Bunlar omega-3 ve Omega-6 dır. Omega-3 yağ asitleri balık yağında bulunur. Özellikle soğuk sularda yaşayan uskumru, ton, somon gibi yağlı balıklarda bulunmaktadır. Balıklardan başka keten tohumu ve yağı konala yağı, soya yağı, fındık ve ceviz gibi bitkisel kaynaklarda da bir miktar omega-3 yağ asidi bulunmaktadır. Yapılan bazı araştırmalarda omega-3 ün Astım hastalığı üzerinde ki önemli olumlu etkilerinden dolayı da omega-3 yağ asitlerinin önemli kaynağı olan balığın tüketimi arttırılmalı, ve sağlıklı beslenme önerilerinde bulunan bu değerli besin olan balık haftada en az 2 kez yenilmeldir.

3-) Antioksidan vitaminler ve astım: Astımın en önemli karakteristik özelliklerinden biri olan inflamasyonun, özellikle hava yollarındaki inflamatuar ve immün oksidatif stresin artışına neden olduğu ile ilgili kanıtlar mevcuttur. Astımda beslenmenin en önemli rollerinden biri antioksidan vitamin (A, C ve E vitamini) alımı ile ilişkilidir. Astımda antioksidan korunma mekanizmasında pek çok farklılaşmaların olduğu bilinmektedir. Diyette yapılacak basit değişiklikler oksidatif stresi azaltabilmekte ve astımdan korunma ve tedavide önemli olumlu etki gösterebilmektedir. Diyetle antioksidan alımındaki değişikler ile akciğerlerin antioksidan korunma seviyelerindeki azalma, hava yolu inflamasyonu ve astım ile sonuçlanan oksidatif hasara karşı duyarlılığının artışı ile açıklanmaktadır..

Diyetle antioksidan alımı özellikle havayolunun gelişmekte olduğu çocukluk döneminde önem kazanmaktadır. Hamilelik döneminde annenin diyetinde antioksidan alımı çok önemlidir. Bu nedenle hamilelik döneminde artan oksidatif strese karşı azalan antioksidan alımı fetusta, bozulmuş akciğer gelişimi ile ve doğumdan sonra buna bağlı olarak hırıltılı solunum, astım ve yaşamın ilerleyen döneminde azalan akciğer fonksiyonu ile ilişkilendirilebilir. Benzer ilişki hamilelik döneminde sigara içen (oksidatif stres) gebelerde de görülmüştür.

Antioksidan vitaminlerden olan E vitaminin en zengin kaynakları; yeşil yapraklı sebzeler, yağlı tohumlar ve bunlardan elde edilen yağlar, sert kabuklu meyveler (fındık, ceviz vb.), tahıl taneleri ve kurubaklagillerdir. Et, yumurta ve balıkta da bir miktar vardır. A vitamini ise hayvansal yiyeceklerden en çok balık karaciğer ve vücut yağı, karaciğer, süt ve süt yağı, yumurta sarısında bulunur. A vitamini öncüsü karotenoidler en çok sarı, turuncu ve yeşil sebze ve meyvelerde bulunur. Taze sebze ve meyvelerde C vitamininin en önemli kaynaklarıdır.

Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.