Yaz öncesi selülitle savaş

Günümüz dünyasında kişiler daha az hareket yapar haline geldiler. Hareketsiz mesleklerde çalışan kadınlar kilolardan ve selülitlerden dertli hale geldiler. Kadınların vücut yapısının erkeklere göre daha yağlı olduğunu biliyoruz. Selülitle yaşamak kaderimiz olmamalıdır.Bu durumda kadınlarda selülit oluşumu erkeklere göre ön plana çıkmaktadır. Kolojen ve konektif (bağ ) dokunun parçalanmasıyla oluşan oluşumdur. Eğer bu dokular yıkılırsa yağ dokusu ön plana çıkar ve görünür hale gelir. Bölgedeki dolaşım sistemin ne kadar etkinlikte bir dolaşım sağladığı ile bağlantılıdır. Esas söylemek istediğim halk arasında bilinen bir yanlıştır ki sadece kilolu bireylerde selülit görülmemektedir. Zayıf veya normal kilolu kişilerde, eğer bir dolaşım bozukluğu veya enflamasyon varsa selülit problemi görülebilmektedir. Ancak yağ dokusundaki azalma her zaman selülit dokusunda bir azalma sağlamıştır. Vurgulamamız gerekir ki beslenmenin bu konuda önemli rolü vardır.

Nasıl Beslenilmeli ?
Artık pek çok yerde duyduğumuz,hatta önceki yazılarımdada vurguladığım karbonhidratlar iki çeşittir: basit karbonhidratlar (sofra şekeri,marmelat,reçel,kremalı pastalar,..) ve kompleks karbonhidratlar (meyveler, kuru baklagiller, sebzeler içerisinde bulunurlar). Selülitle ilgili en etkili yöntemlerden bir tanesi basit şekeri ve rafine edilmiş karbonhidrat kaynaklarını tüketmemektir. Diğer bir önemli unsur ise tam buğdaydan yapılmış ekmek grubu gıdaları ve meyveler gibi kompleks karbonhidratları tüketilirken bir protein kaynağı (et,tavuk,balık,peynir,yumurta gibi besinler) veya sağlıklı bir yağ grubu besini ile tüketilmesine özen gösterilmesidir. Bu sayede sindirim yavaşlayacağından insülin salgısı da sınırlandırılacaktır. Günde birkaç fincan bitki çayı tüketmek metabolizma hızlandırıcı olacaktır.

SOYA: Östrojeninin görevini taklit ederek östrojen hücre reseptörlerine bağlanır ve kolajenin yıkılmasını engeller.

ÇİLEK,BROKOLİ,KARNABAHAR,BİBER GİBİ SEBZE MEYVELER:C vitaminden zengindirlerve güçlü bir kolajen yapıcıdırlar.

SU:Vücuttan toksinlerin atılması, kan akışını ve hücre içerisindeki sıvının düzenlenmesi için günlük ihtiyacımız alınmalıdır.

KUŞKONMAZ:Ödemi engelleyerek, selülit oluşumunuda engeller.Mevsiminde olduğumuz şu günlerde pişirmenin tam zamanı.

BALIK VE KETEN TOHUMU: İçerisindeki Omega-3 damarları genişleterek kan dolaşımı ve akışını kolaylaştırır.Keten tohumu öğütülüp çorbalar,salatalar veya yoğurt gibi besinlere katılıp tüketilebilinir.

ANANAS: Bulundurduğu bromelain enzimi sayesinde fazla su atılımı destekleyerek, ödemleri azaltır, morarmaları ve bu bölgelerdeki ağrıların azalmasına yardımcı olur.

Günlük beslenmemizde bu besinlere yer vermeye özen gösterip, ihtiyacımız olan suyu (en az 1,5 lt.) alıp, fiziksel aktivitemizi de artırırsak selülit kader olmaktan çıkar.

Yazımızın sonuna gelirken katıldığım bir seminerden öğrendiğim selülit peeling tarifini paylaşmak istedim: 1 su bardağı mısır unu, 2 yemek kaşığı zeytin yağı, 2 yemek kaşığı ısırgan tohumu yağı karıştırılır ve haftada 3 defa problemli bölgeye sürülür.

Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.