Kanun’un gerekçesinde de yer aldığı üzere, kanun kapsamına giren kişisel veriler, sadece bireyin adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi onun kesin teşhisini sağlayan bilgiler değil, aynı zamanda kişinin akli, psikolojik, fiziki, kültürel, ekonomik, sosyal ve sair özelliklerine ilişkin verilerdir.
Kişisel verilerin işlenmesine ilişkin ilkeler ise 6698 sayılı Kanun’un 4. maddesinde sayılmıştır. Buna göre;
“Kişisel verilerin işlenmesinde aşağıdaki ilkelere uyulması zorunludur:
a) Hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olma.
b) Doğru ve gerektiğinde güncel olma.
c) Belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenme.
ç) İşlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olma.
d) İlgili mevzuatta öngörülen veya işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilme.”
Bu ilkelere riayet edilmediği durumlarda kişisel verilerin iyi niyetle, hukuka uygun olarak işlenmediği, ortada bir kötüye kullanımın bulunduğu kabul edilmektedir.
Unutulma hakkı; bireyin dijital ortamlarda rızası dışında yer alan fotoğrafları, kimlik bilgileri, hakkında çıkan haberler gibi kişisel bilgilerinin kendi talebi üzerine bir daha geri getirilemeyecek biçimde ortadan kaldırılması şeklinde tanımlanmaktadır.
Bu hak sayesinde bireyin rızası dışında kişisel verilerinin, üçüncü kişiler tarafından kullanılmaması, takip edilmemesi, paylaşılmaması, saklanmaması aynı zamanda bireyin kişisel verileri üzerinde, tam anlamıyla hâkimiyeti sağlanarak istediği zaman kişisel bilgilerini paylaşabilmesi veya silebilmesi amaçlanmaktadır.
6698 sayılı Kanun’da, dijital ortamlardaki kişisel verilerin kaldırılması amacına yönelik olarak “unutulma hakkı” doğrudan yer bulmamış olsa da, yukarıda yer verilen ilkeler (madde 4) ile Kanun’un 7. ve 11. Maddelerinde yer alan “kişisel verilerin silinmesi, yok edilmesi veya anonim hale getirilmesi” ne ilişkin düzenlemeler, unutulma hakkının gerçekleştirilebilmesi için araç olarak kullanılabilecektir.
6698 sayılı Kanun’un 4. Maddesinde yer alan ilkelerden özellikle; “Doğru ve gerektiğinde güncel olma” ve “İlgili mevzuatta öngörülen veya işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilme” şeklindeki ilkeler, doğrudan unutulma hakkına işaret edebilecek niteliktedir. Zira bireyin dijital ortamlarda rızası dışında yer alan fotoğrafları, kimlik bilgileri, hakkında çıkan haberler gibi kişisel bilgileri, bu verilerin dijital ortama işlenmesindeki amacı gerçekleştirdiklerinde veya verilerin dijital ortama işlenmesindeki amaç güncelliğini yitirdiğinde, hukuka aykırı ve kötüye kullanım teşkil eden bir veri kullanımına sebebiyet verecektir. Böylece güncelliğini yitirmiş veya dijital ortama işlenmesindeki amaç için gerekli olan sürenin geçmiş olmasına rağmen muhafaza edilmeye devam edilen veri, hukuka aykırılık teşkil etmesine binaen kaldırılarak unutulma hakkının temin edilmesini sağlayacaktır.