Mesela internet ortamında yer alan ve birey hakkında veriler içeren bir haber, yapıldığı anda basın hürriyetinin sınırlarını çizen, gerçeklik, kamu yararı, toplumsal ilgi, güncellik, özle biçim arasında denge gibi kriterleri içeriyorsa hukuka uygun bir nitelikte olacaktır. Ancak bu veri internet vasıtasıyla kolayca ulaşılabilir ve uzun süre muhafaza edilebilir bir nitelik taşıdığından, takip eden süreçte güncelliğini yitirecek ve kamuyu bilgilendirme amacını kaybedecek oluşuna rağmen, varlığını devam ettirecektir.
Anlatılan durum, kişisel verilerin işlenmesi için öngörülen ilkelerden “doğru ve gerektiğinde güncel olma” ve “ilgili mevzuatta öngörülen veya işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilme” şeklindeki ilkeleri ihlal eder bir nitelik taşımaktadır.
Zira internet ortamında yer alan haber, kişinin akli, psikolojik, fiziki, kültürel, ekonomik, sosyal ve sair özelliklerine ilişkin veriler içermesi nedeniyle 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında kişisel veri niteliğindedir. Timesnewspaper Ltd/Birleşik Krallık kararında AİHM; internet sitelerinin, büyük miktardaki verileri saklama ve yayınlama kapasitesi ile bunların erişilebilirliği sayesinde, toplumun gündemdeki olaylara erişimini sağlamaya ve genel biçimde bilgi alışverişini kolaylaştırmaya büyük ölçüde katkı sağladığını belirterek, internet sitelerinin veri depolamadaki niteliğine vurgu yapmıştır.
Hal böyle olunca, haber vermenin temelindeki amacın, kamuoyunu ilgilendiren, toplumsal ilgi taşıyan bir olayın yayımlanması olduğu düşünüldüğünde, güncellik yitirildiğinde ve toplumsal ilgi kaybolduğunda “amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilme” ilkesi ihlal edilmeye başlanmış olacağından, 6698 sayılı Kanun’un 7. Maddesi kapsamında ilgili kişiye, kişisel verilerin silinmesi, yok edilmesi veya anonim hâle getirilmesi noktasında bir istem hakkı tanımak gerekecektir. Böylece, hakkında yapılan haberlerin üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen varlığını sürdürmesinden rahatsız olan bir kişi, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun sağladığı olanaktan yararlanmak suretiyle, aslında unutulma hakkını gerçekleştirmiş olacaktır.
Aksi durumda veriler bireylerin özel hayatlarını yaşanılmaz hale getirecek şekilde gereksiz ve uzun süre internet ortamında tutulmuş olacak, bu durum başta kişisel verilerinin korunması hakkı ve özel hayatın gizliliği hakkı olmak üzere unutulma hakkını da ihlal edecektir. Belirtilen nedenlerle, aslında mevzuatımızda doğrudan yasal bir dayanak bulamayan unutulma hakkının 6698 sayılı Kanun ile bir koruma bulduğu söylenebilir.
Unutulma hakkına ilişkin olarak Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın Google Kararında; kişinin ismine dayalı olarak üçüncü kişiler tarafından internet ortamında yasal olarak işlenmiş ve yayınlanmış kişisel veriler, “geçersiz, eksik, tamamen ilgisiz veya sonradan ilgisiz hale gelmiş” ise işlenmesi amacını aşan ve arama motorları tarafından internet ortamına yüklenen söz konusu kişisel verilerin, silinmesi gerektiği belirtilmektedir.